Bir ekonominin sürdürülebilirliğinin en büyük anahtarlarından biri trendi iyi okumaktır. Çünkü siz mevcut üretimlerinizi yaparken, üretiminizden pazarlama dilinize kadar her şeyi yaparken gelecekte nasıl bir trendin ortaya çıkacağını belirler.
Değişen tüketici özellikleri ile teknolojik olarak farklılaşan bir dünyada, yoğunlaşma ağırlıklı olarak 2000 sonrası doğan nesillere odaklanmaktadır. Bu kesinlikle yanlış bir yaklaşım değildir.
Ancak bunu yaparken ve ürünlerinizi buna göre şekillendirip ticaretini yaparken dünya nüfusunu iyi okumak ve yepyeni oluşumları gözden kaçırmamak gerekiyor. Basit bir örnek vermek gerekirse, günümüz dünyasında ağırlıklı olarak Avrupa’ya mal satan Türk firmalarının, nüfus doğru okumazsa gelecekte bu pazarı kaçırma riski çok yüksek.
Bugün Avrupa’ya mal satarken başta Afrika olmak üzere gelişmekte olan pazarları göz ardı etmek, işin rahatlığına kaçmak nasıl ölümcül sonuçlara yol açacaksa, nüfus-tüketici ilişkisini de bu çerçevede okumamak sorunlara yol açacaktır.
Peki bu şey nereden çıktı? Çin’e geri dönelim… Dünyanın en büyük üretim noktasına, ekonomik büyüklük olarak iki numaralı ülkesine baktığımızda eski sektör gelecek planları arasında yer alıyor.
Dünyanın yaşlandığı ve talebin buna göre şekilleneceği düşünüldüğünde farklı yapılara giriyor. Aslında yaşlanan sektör, ülke ekonomisinin geleceğini tanımlarken ‘itici güç’ olarak adlandırılıyor.
“Çin Nüfus ve Kalkınma Araştırma Merkezi’nin tahminlerine göre, ülkedeki 80 yaş üstü vatandaşların sayısı 2050 yılına kadar mevcut 80 nüfusun iki katından fazla olacak.” Peki bizim için farklı mı? Yaş ortalamamızın 31’den 10 yıl sonra 41 olacağı biliniyor.
Gelelim en önemli müşterimiz olan Avrupa’nın durumuna… Endüstri 4.0 teknolojisi ve Almanya’dan yeni revize edilen göç yasası, zaten yaşlanan ve gelecekte daha yaşlı bir nüfusun yaşlanacağı için durumun çok da farklı olmayacağını gösteriyor. sahip olmak
Çin Ulusal İstatistik Bürosu’nun açıklamasında daha detaylı bilgi var. “Tahminlere göre Çin nüfusunun 2035’te 1,4 milyarın üzerinde, 2050’den sonra da 1,3 milyarın altında kalması bekleniyor. Çin’in yanı sıra Japonya ve ABD gibi birçok ülkenin de nüfusu azalıyor. Verilere göre geçen yıl itibariyle Japonya’nın nüfusu 13 yıl, ABD’nin nüfusu ise 6 yıl üst üste azaldı. Uzmanlar, dünyada nüfus patlaması döneminin kapandığına dikkat çekiyor.”
O zaman ne yapmalıyız? Genç nesilleri ve onların ekonomik yaklaşımlarını göz ardı etmeden çalışmaya ve üretmeye devam ederken öncelikle yaşlanan dünyanın trendlerini iyi okumak gerekiyor.
Turizmden bahsederken, yaşlı tatil köyleri uzun süredir tartışılan bir konudur. Denizden, kumdan, güneşten ne zaman kaldırdık başımızı? Ulaşım teknolojilerinden yazılımlara, akıllı şehirlerden tekstile, sağlıktan giyilebilir teknolojilere kadar her konuyu yaşlanan nüfus ve tüketici gerçekliğini dikkate alarak dönüştürmeliyiz.
Ayakkabı mı üretiyorsunuz? Yaşlanan nüfusu düşünün. Gıda sektöründe misiniz? Önceliklerinizi buradan takip edin. Örnekleri çoğaltabiliriz ama değişmez olan şu: Aksi takdirde geleceğin ekonomisinde ne üretirseniz üretin hitap edeceğiniz kesime yetişemeyeceksiniz.
Umarız ilginizi çekebilecek güzel bir içerik sunabilmişizdir.