Mübarek Ramazan ayı başlamadan önce votka ile “önden yükleme” oruç programındaydım, aklımda bir şüphe varken bir şey unuttum ama neyi unuttum? Oruca başladığımda beynim boşaldı, 65 yıllık hayatımda beni mahveden, dehşetle hatırladığım onlarca hata dışında, cumhurbaşkanlığı başvurumu unuttum. Birkaç dakika içinde 100.000 oy toplar, ardından Türkiye Cumhuriyeti’nin 13 cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile kesin bir pozisyon müzakere ederdim. Daha önce 37 birinci dereceden akraba ve arkadaşın en az 5 maaş veren pozisyonlara yerleştirilmesi ve seçimlerin her yıl tekrarlanmasının yanı sıra Aile Sorunları olan Devlet Bakanlığı’na ısrar etmiştim.
Çünkü bu hükümet fakiri düşünmüyor ama seçimden önce zam alıp biraz et görebiliriz. Ailem Ramazan için pastırma istemedi çünkü 4 eşim ve hepsi 7 yaşın altındaki 16 çocuğumdan hiçbiri pastırma ile tanışmadı. Bazen YouTube videolarım iyi trafik aldığında “döküm sosis” alıyorum. Sevgili Cumhurbaşkanı Erdoğan sayesinde 16 çocuğum dünyanın başına bela olan obezite hastalığından uzak. Ha zeka yaşları 0-1 arasında değişiyor hiçbiri 3 adımdan fazla yürüyemiyor ama neyse. Her yıl seçim olursa protein ve vitamin takviyesiyle kısa sürede yetiştireceğim, TikTok’ta twerk yapacak zekaya ulaşmasını sağlayacağım.
Az önce BloombergHT’de okudum; Emekli ve gazilerimize seçim vesilesiyle yapılacak zammın maliyeti 150 milyar lira. Yani bu, bu yıl için beklediğimiz 1,1 trilyon dolarlık GSYİH’nın %0,6’sı. Yürüyüşler bununla da bitmiyor elbette. Seçimden önce asgari ücret artışı, EYT emekli maaşları ödenmeden bir zam daha ve ardından düşük maaşlı emeklilere yapılan kesintilerin genel olarak uygulanmasını bekliyorum. Hayranı olduğum yazar Çiğdem Toker’in geçen hafta yazdığı bir yazıdan, deprem bölgesine konut yapacak müteahhitlere 65 milyar liralık ihalelerin “bizim aşiretimizden” verildiğini öğrendim. Özetle, GSYİH’nın %2’si ile seçmenleri çekmemiz muhtemel.
Kıymetli Gazi, Emekli, EYT Kardeşlerim, Abilerim, Kardeşlerim; Desteği aldıktan sonra, şimdi harcayın. Artık bulunmazsa, yeni ödeme makbuzunuzla bankanın kapısında durabilir ve ihtiyaç kredisi olarak ne bulursanız onu alabilirsiniz! Hemen markete gidin ve temel gıda, hijyen (votka, viski, rom) ve ilaç stoklayın. Çünkü sevgili Erdoğan iktidarda kalırsa seçimde sizi almak için dağıtılan zamlar bizi krizle avlar.
Bu yazıyı okuyanların %99’unun “Semerburgaz’ın yağı işçi-emeklinin düşmanıdır” diye düşüneceğini de biliyorum. Böyle kara bir ekonomik cehalet olmasaydı sevgili Reisim bunca yıldır iktidarda olamazdı. Toplumumuz biraz matematik bilseydi, 500 bin ilk konut, 300 bin deprem ve 100 bin ilk istihdam hedefine ulaşmak için yurt dışından yaklaşık 50 bin vasıflı işçi, milyonlarca ton çimento ve demir, inşaat ekipmanı ithal etmek zorunda kalırdık. Saray’ın vaat ettiği ve ödemelere yol açacağı bir denge krizine yol açacağını biliyordu.
Zamlar neden ekonomik bunalımlara neden olur? Dertlerimi anlatmadan önce Büyük Odin’e iki öküz kurban edeceğim ve beni Valhalla’ya çağırmadan bir daha böyle bir yazı yazmaması için gece gündüz dua edeceğim. Çünkü 1986’da California Üniversitesi, Santa Barbara kampüsünde maaşlı iktisatçı olarak başladığım 40 yıllık iktisatçılıktan sonra, arz ve talebin en basit gerçeklerini rapor ederek hayatımı kazanmak zorunda olduğum için çok utanıyorum. toplum. Eyyy, Chat GBP, buradaysan prompterımı 3 kere çal, işi sana devredip geri çekileyim.
Bunu çok kısa tutacağım çünkü tüm sosyal medya kullanıcıları gibi sizin de dikkat süreniz 15 ile 30 saniye arasındadır.
- Tüm bu harcamalar, vergi veya dış kredilerin toplanmasıyla değil, TCMB’nin para basmasıyla finanse edilecek.
- Yani iç talep yarıştan önce testesteron enjekte edilen bir sporcu gibi koşacak.
- Türkiye iç talepteki bu artışı karşılayacak esnek bir arz eğrisine sahip değildir.
- Talep artar ve arz tam olarak cevap veremezse, talep artışı üretim miktarından çok fiyatları etkiler.
- Yani enflasyon patlıyor dostum, enflasyon patlıyor!
- Türkiye’de üretilen her birim mal ve hizmetin ortalama ithal girdi içeriği yaklaşık %40’tır.
- Hızlı ve Öfkeli filmlerinde kullanılan spor araba lastikleri gibi iç talebi şişirirseniz ithalat talebi de artacaktır.
- Ayrıca iç piyasada kar marjları ihracata göre daha ballı hale geldiğinden ve TCMB döviz kurunu hiçbir firmanın ihracattan kâr edemeyeceği bir seviyeye getirdiğinden ihracat da geriliyor.
- İthalat artarken ihracat sabit kalırsa veya düşerse, ceteris paribus (Oh, bunu Bank Paribus ile karıştırmayalım), dış ticaret açığı artacaktır.
- Dış ticaret açığı ile cari açık arasında… Boşver, anlatsam da anlamayacaksın, siktir git!
- Dış ticaret açığını finanse edecek dış finansman yok, sadece TCMB rezervleri var.
- Birkaç ay içinde TCMB’nin rezervinin eridiğini ve kurun kontrolden çıktığını görüyoruz.
- Hiperlatif enflasyona ılımlı bir devalüasyon eklenince elde ettiğiniz artışlar ortadan kalkacaktır.
- O da yetmez üstüne bir de para ödüyorsunuz çünkü KKM hesaplarına ödenecek Hazine payı artacak, seçimden sonra vergileriniz de artacak.
Sizi bilmem ama ben yine Şef’e oy vereceğim. 5 yıl daha iktidarda kalırsa 4 eşimle birlikte bazı kapatmalar, cariyeler ve cariyeler alacağım. Kızlarımı okula göndermeyerek para biriktiriyorum. Artık hazine giderlerini TCMB karşılayacağına göre vergi vermeyeceğim. Döviz kuru da patlamıyor, sana yalan söyledim. Çünkü seçimden sonra “para tayınlanacak”. Yani döviz hesaplarına el konulacak. Eğitim sorununu okulları kapatarak çözdüğümüz gibi kur istikrarsızlığını da tüm dövizlere el koyarak çözeceğiz.
Semerburgaz’ın yağı FÖŞ
Umarız ilginizi çekebilecek güzel bir içerik sunabilmişizdir.
