Göz kırpma, uyku ve uyanma gibi terimlere geçtiğimiz nörolojik seviyeyi koku alma yaklaşımlarımızla geliştirdik. Tüm bunları ve arada olanları düşündüğünüzde, artık bir şeyden eminim. Gerçekten ekonomi tarihine giriyoruz.
Bir ülkede bu kadar büyük sorunlar varken yaklaşım adı altında yaklaşmayı başaramadık ve sorunları görmezden gelip ortadan kaldıracağımıza inanarak, eylemin sonuç vermediğini, hatta kötü sonuçlar doğurduğunu ispatladık ve bugüne geldik. emsal niteliği taşıyan bir kitabın konusu.
Tek bir fark var. Biz bir başarı hikayesi hayal ederken, gelecekte ‘böyle yapma’ nasihatiyle öğretilecek… Konu hem bilimi hem de anlayışı geçti, şimdi başka bir aşamaya girdi ve inanın ben o aşamanın ne olduğunu tanımlamakta bile sorun yaşarlar.
İlk lezzetle başlayalım. Soğan… Ülkede ağırlığı 30 TL’yi geçen bir ürün, üreticisinin kazanamadığı, tüketicisinin de kazanamadığı özelliğiyle açık ara liderliği ele geçirdi. Bakan Nabati’nin bizzat bu konudaki sorunu çözmek için yaptığı teklif daha dramatikti.
Gündemden soğanı çıkartarak konuyu kapatmak. Rahmetli Demirel’in bir soruya ‘iş yapmazsan sorun olmaz’ yaklaşımının ötesine geçip, ‘yemezsen olmaz’ mantığıyla hareket etme önerisi. sorun olmaz’ diyerek gündeme gelen soğanı gündemden atmak Bakan Nebati’nin sinirlerini bozan projenin alameti farikası oldu.
Ülkede soğan ve ekmek yemek gibi fakir olmayı ve yoksulluğa rağmen ayakta kalmayı tanımlayan bir kavramdan, yoksulluğun simgesi olan iki ürüne de ulaşamayacağınız noktaya kadar, başarılı bir ekonomi konuşmalarını bir tatlı olarak dinlemelisiniz. yenmemiş bir yemekte.
İkinci kokulu ürünümüz ise koyun eti.Fiyatlara yetişemeyince uydurdukları bahanenin adı, yaylalarda halka ithal et yedirmekten çekinmeyenlerin, hatta vermeyenlerin adıdır. sahip değilim ithal veya yerli et olarak bugüne kadar yapıştırılmış bir etiket.
İnsanlar aslında koyun eti yemek zorundaydı ama koktuğu için tercih etmiyorlardı. Hangi ülke? En büyük para birimiyle bir kilo etin bile alınamadığı ülkede.
Peki bir an nefsimize hakim olup dana eti yerine koyun etine dönelim. Fiyatları uygun mu? Maalesef en büyük faturaya bir kilo kıyma alamıyoruz.
Ekonomi yönetimi bir yandan ‘bizi ne ilgilendiriyor’ oyununu oynarken bir yandan da ekonomide ne kadar başarılı olduğunu gösteren performansıyla göz kamaştırıyor ve 82 milyar doları dolarize etmeyi başarıyor. Dolarla savaşmaya çalışırken servet.
En önemlisi de vatandaşta ‘suç sende’ izlenimi uyandıran alt mesajdaki ulaşılmaz fiyat ve ulaşılamayan ürünlerin kokusuna gönderme yapıyor. Kokuya duyarlı bir ülke haline geldik. Ama kötü haberlerim var. Ülkede en çok neyin koktuğunu biliyor musunuz? Tuz… Tuz bu memlekette tuz kokardı, gerisi boş laf.
Umarız ilginizi çekebilecek güzel bir içerik sunabilmişizdir.