Üç yılda 1 milyon 38 bin kişi bu ülkeden göç etti. Bu kişilerin yüzde 75’i iki yıla ait ve maalesef bu rakamların en uç noktası 2021 yılına dayanıyor. Yani geçen yıl ve yılın son üç ayına dair bir bilgi yok.
TÜİK göç rakamlarını açıkladı. Düşünün ülkenizden 1 milyonu aşkın kişi yurt dışına gidiyor ve geriye kalan 2020 yılı dünyada gümrüklerin kapatıldığı döneme denk geliyor.
Dönemin kapsadığı dönemde 20-29 yaş arası göçmen sayısı 286 bin kişi. Yani geleceklerini yurt dışında aramayı seçmiş, her biri ülkenin kalkınmasında rol oynayabilecek yeteneğe sahip nitelikli bireylerdir.
Bir an için nüfus kaybı gibi düşünebilirsiniz. Ama merak etmeyin yetkililer bu konuyu düşünerek yaklaşık 740 bin kişiyi yurt dışına getirmeyi başardı. Ancak bunların sadece 124 bin 296’sı Türk vatandaşı.
İstatistiklerde daha ilginç bir detay var. “Türkiye’den göç eden nüfusun illere göre dağılımına bakıldığında yüzde 35,2 ile İstanbul’un en çok göç veren il olduğu görülüyor. İstanbul’u yüzde 11,9 ile Ankara, yüzde 6,2 ile Antalya, yüzde 3,7 ile İzmir ve yüzde 2,7 ile Bursa izledi.”
Yurt dışına göç veren illere bakacak olursak ağırlıklı olarak ekonomisi büyük olan illeri görüyoruz. Yani kaybettiğimiz nüfus genç ve ülkeyi destekleyecek niteliklere sahip olma potansiyeli yüksek.
Bu değerli nüfus ülkeyi terk etti, yerini kim aldı? Irak, İran, Özbekistan, Suriye ve Afganistan vatandaşları. Daha da tuhafı, Türkiye’den ayrılanların bu Özbekistan yerine Türkmenistan ile aynı ülkelerin vatandaşları olması.
İşin istatistiksel tarafını bir kenara bırakalım ve şimdi resme bakıp düşünelim. Almanya gibi bir üretim ekonomisi garsondan mühendise yetenek ararken, göç veren illerimizin unvanlarına baktığımızda yetenek kaybı tartışılmaz mı?
Ortak çiftlikleri bir kenara bırakırsak, insanlar kendi hayatlarıyla o kadar ilgili ki bu konu gündemlerinde bile yok. Bu durum yetkililere söylendiğinde doktorlardan öğrendiğimiz kadarıyla ‘eğer geçerse’ yanıtı veriyorlar.
Görünüşe göre ‘gittikleri zaman gidiyorlar’. Dünyanın yetenek için rekabet ettiği ve ekonomik raporların ana savaş alanlarından biri haline geldiğini söylediği bir noktada insanlarımızı kaybediyoruz.
Bu insanlardan bazılarını tanıyordum. Aralarında yazılımcılar ve iş adamları da vardı. Peki ne arıyorlardı? Tabii ki bunu rastladığım, giden, gitmeye niyetlenen herkese sordum.
Çünkü gitmeye niyet edenler uzakta değildir. Bütün çocuklarımızın kalbinde var. Neden ayrıldıklarını düşündün mü? Merak etme, sordum. Ortak cevap ‘barış’. Oturup gerisini gerisi gibi düşünelim.
Umarız ilginizi çekebilecek güzel bir içerik sunabilmişizdir.