Mirgün Cabas, yeni bölümünde araştırmacı yazar Bekir Ağırdır ve gazeteci Özlem Akarsu Çelik’in eşlik ettiği gündemin önemli konularını tartışmak üzere her Perşembe akşamı GAIN’de canlı yayın açtığı yeni bölümünde gazeteci Ruşen Çakır’ı ağırladı. . Bekir Ağırdır’ın kim seçilirse seçilsin Meclis’te çoğunluğun sağlanmama ihtimalinin çok yüksek olduğunu söylemesinin ardından Ruşen Çakır, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın kazandığı delege sayısının kilit rol oynayacağını belirtti. Bu aşamada rol
Çakır, “Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu seçilirse Meclis’in böyle bir beyannamesi olduğu için önemi kendiliğinden artacaktır. Dolayısıyla Yeşil Sol Parti, TİP ve diğer ittifak partisi milletvekilleri yeni Meclis’te kritik rol oynayacaktır. Daha fazlası delegeler var, o kadar güçlüler. Peki Cumhur İttifakı ile hareket ettikleri oylar olacak. Meclis çoğunluğunu kimse almazsa Emek ve Özgürlük İttifakı Meclis’e damgasını vurur” dedi. söz konusu.
“Negatif kimlik nedeniyle TYPE için bir fırsat alanı var”
Bekir Ağırdır, Saadet Partisi üyeleri arasında geçen hafta yaşanan “altı ok” ve seccade olayının “olumsuz tespit” ile mi işaretleneceğine dair tartışmalara ilişkin şu yorumu yaptı: “Herkes oy verdiği partiden şikayetçi. Siz devam edin. Bir partinin yanında aşktan değil de karşı partiye olan olumsuz duygulardan dolayı durmak.Bunu en iyi CHP’ye oy verenler bilir.Ocak ayında araştırmamızda gördük;Üçte ikisinin olduğu bir parti var. ülkenin milleti ‘asla oy kullanmam, yan yana durmam’ diyor. bazılarında yüzde 80’e varıyor. hdp meselesi böyle. TİP’in çıkış aramasının tek nedeni bu olmayabilir ama TİP için fırsat alanı.”
“Erdoğan, AK Parti’den kopan seçmeni kendine çekmek için kimlik kullanıyor”
Ağırdır şöyle devam etti: “Millet İttifakı’nda Saadet var diye, CHP var diye etkilenecekler var. Türkiye’de böyle bir muhalefet duygusu güçlü. Söylemlerinde de güç buna dayanmaktadır. Muhafazakar kimliğin boyutuyla ilgili yeniden 51 yaşıma geleceğimi hayal ediyor. Seccade meselesi de buradan çıktı. Gerçek hayattaki sorunlardan dolayı AK Parti’den kopan seçmeni kendine çekmenin yolu kimliğiyle ilerlemekten geçiyor. Elinde Kuran ve seccade ile bu kitlenin muhafazakar olması durumunda bunu yapmanın yolu olduğunu söylüyor.”
“Kılıçdaroğlu’ndan meydan okuma”
Kılıçdaroğlu’nun Konya ve Trabzon’daki programlarına da katılan Ruşen Çakır, özellikle iftar organizasyonlarının çok başarılı olduğunun altını çizerek, “Kılıçdaroğlu başardı; orta halli kadınlar kocalarıyla geldiler. İttifakın diğer partilerinden de insanlar vardı. Her ikisi de muhafazakarların çok güçlü olduğu şehirler; İnsanlar oraya da inanıyor. Bu anlamda benim için çok çarpıcıydı.” Bundan sonraki ziyaretlerinden birinin de Şanlıurfa’ya olacağı bilgisini paylaşan Çakır, Kılıçdaroğlu’nun seçilen illerle adeta rakibine meydan okuduğunu kaydetti.
“CHP’de umut yerine inanç vardır”
Özlem Akarsu Çelik şöyle devam etti: “CHP’de olağanüstü bir özgüven var. ‘Mutlaka kazanacağız, kazanıyoruz, başından beri çok kararlıydık, yola koyduğumuzu yaptık’ diyorlar. Muhafazakar, dindar ve milliyetçi seslerin daha güçlü olduğu şehirlerde özellikle aday seçimlerinde mühendislik hesapları ön plana çıkıyor. Şehirden şehire herkes çok dikkatli çalışıyor.” Çelik, Kılıçdaroğlu’nun seçim için ayrılan ofis yerine güvendiği küçük bir ekiple evinde çalıştığını da söyledi.
“İlk turda bitirme ihtimali söylenenden daha yüksek”
Ruşen Çakır’a Muharrem İnce’nin adaylığı ve ikinci tura çıkma ihtimali sorulduğunda, İnce’ye aldırış etmeyen ve ona oy vermeyi düşünenlerden beklentinin oluşması gerektiğini söyledi. Çakır, “Muharrem İnce adaylığını meşrulaştırmaya çalışmaktan başka bir vaatte bulunmuyor. Bu sürdürülebilir değil. Büyük bir hata yapılmadığı takdirde, konuşurken kendi oyununu düşürür. Bence birinci tura çıkma ihtimali konuşulanlardan daha yüksek. En önemlisi varlığını kabul etmektir; “O farklı, seçmen farklı ve seçmen için bir şeyler geliştiriyor” dedi.
“Nedir ki 5 milyon genç bu hareketi yönlendiriyor?”
Ağırdır’ın konuyla ilgili açıklamaları şöyle: “Üç ay önce gündemde bile olmayan bir parti, bir lider neden bir anda yüzde 8-10 çıkıyor? Bu bir şey söylüyor. Olası oyların yarısının ilk kez oy kullanacak 18-22 yaş arası 5 milyon kişiden geldiğini araştırmalardan biliyoruz. 30 yaşın altındaki genç nüfus, mevcut ana akım siyasete karşıdır. Bu siyasetle ülke sorunlarının çözüleceğine inanmıyor, ülkenin geleceğine güvenmiyor. O kabarıklık Muharrem İnce’de yanıtını buluyor. Sonuç olarak, seçimler yaklaştıkça sayısal olarak kaybolması muhtemeldir. Bana göre seçimler ilk turda biter. Peki bu 5 milyon genç, neye karşı değil de neye karşı bilinen bir hareketi neden doğrudan yönlendiriyor? Bunu tartışmalıyız.”
Umarız ilginizi çekebilecek güzel bir içerik sunabilmişizdir.