Çetin Ünsalan Yazdı: İstihdamda 300 bin kişi kayıp..! – 2022

Kamuoyu, ülkedeki işsiz sayısıyla ilgili gerçeği açıklamaktan tamamen vazgeçti. Yeni iş alanları yaratmama, bu ekosistemi beslememe ve beslendiği noktada kayıt dışı yabancı işçi çalıştırma sorunu artarken, işsizleri yok sayma eğiliminin de devam ettiği görülüyor.

TÜİK’in açıkladığı son verilere göre ülkede işsizlik yüzde 10 seviyelerinde. Ancak geniş tanımlı işsizlik oranına baktığımızda %23,4 gibi bir gerçek görüyoruz. Bu en basit ifadeyle TÜİK verilerine göre işsizlerin yüzde 13,4’ünün yok sayılması anlamına geliyor.

Gerçek işsizlik oranlarının bundan çok daha yüksek olduğunun farkındayım. Ancak aynı bültende sunulan çelişkilerin veri ve istatistik bilimi için pek çok dramatik sonucu paylaştığını da görmeliyiz.

Nasıl ki bir kişiyi işsiz saymadığınızda işsizlik gerçeği değişmiyorsa, işsiz saymadığınız bir kişiden işsiz olduğu için genel sağlık sigortası primi almak da başlı başına bir çelişkidir. Gelelim genç işsizliğine…

TÜİK’e göre ülkemizde bu oran yüzde 19,2 Ancak kurum bir başka açıklamasında ne eğitim ne de iş hayatında olmayanların oranının yüzde 25 düzeyinde olduğunu söylüyor. Bu durumda genç işsizliğin nasıl yüzde 19.2 olduğunu biri anlatmasın mı? Aslında mantığın hala aynı olduğunu görüyoruz. Görmezden gelmek.

TÜİK’in işgücü istatistiklerini verdiği son açıklamada çelişkiler burada bitmiyor. Kurum, Şubat ayında işsizliğin 65 kişi arttığını söyleyerek, aynı bültende istihdamdaki düşüşün 361 bin kişi olduğunu açıklıyor.

Yani kaba bir hesapla 300 bin kişi yine yok sayılıyor. İş piyasasındaki azalma 361 bin kişi olduğuna göre, işsiz sayısındaki artış nasıl 65 kişi ile sınırlandırılabilir? Farklı bültenlerden veya İŞKUR verilerinden değil, aynı bültenin açıklamanın yapıldığı farklı paragraflarından bahsediyorum.

Sonuçta ekonomi yönetimi kurgusunu tamamen yok saymak üzerine kurmuş görünüyor. Büyümeyi tüketimle şişiriyoruz ama üretimin tarım ve sanayideki payını tartışmıyoruz.

İşsizliği yok saydığımız için yok olacak bir konu olarak görüyoruz. Ancak evine ekmek getiremeyen her bireyin son derece değerli olduğu ve sorunları olduğu gerçeğini göz ardı ediyoruz.

Enflasyonu görmezden geliyoruz ama enflasyon karşısında insanların alım gücünün azaldığı gerçeğini de görmezden gelebileceğimizi düşünmüyoruz. Doları sabit tutuyoruz ve maliyetin gerçek döviz kuruna bağlı olduğu gerçeğini göz ardı ediyoruz.

Kâğıt üzerindeki faizi indiriyor, piyasadaki yüksek faiz oranlarının giderek yükselmesine ve hatta kredi almanın imkansız hale gelmesine göz yumuyoruz. Kısacası ekonomide körü körüne oynuyoruz. Bu yüzden sürekli kafamızı çarparız ve canımız yanar.

[email protected]


ALAKALI HABERLERÇetin Ünsalan şunları yazdı: 'Gittiğinizde derler ki...Çetin Ünsalan şunları yazdı: ‘Gittiğinizde derler ki…

ALAKALI HABERLERÇetin Ünsalan şöyle yazdı: Çetin Ünsalan şöyle yazdı: “Kokuya duyarlı bir ülke…”

ALAKALI HABERLERÇetin Ünsalan yazmış: Ah şu ekmek olmasa...Çetin Ünsalan yazmış: Ah şu ekmek olmasa…

ALAKALI HABERLERÇetin Ünsalan yazdı: ÜFE buhar oldu!Çetin Ünsalan yazdı: ÜFE buhar oldu!

Umarız ilginizi çekebilecek güzel bir içerik sunabilmişizdir.

Yorum yapın

SPONSORLAR
index 7053
index 5258
index 5215
index 3414
index 4108
index 2824
index 6737
index 3097
index 9820
index 9234
index 6123
index 5820
index 5373
index 3846
index 4525
index 9880
index 5224
index 7659
index 2473
index 8131
index 6458
index 5278
index 5817
index 5321
index 2579
index 1178
index 5987
index 4122
index 8611
index 2523
index 5612
index 4357
index 8930
index 1572
index 7796
index 8891
index 3089
index 9851
index 6073
index 2612
index 1124
index 1542
index 6960
index 5190
index 5778
index 6760
index 3856
index 4317
index 2317
index 3795