Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 300 milyar dolar vaadiyle ilgili çok konuşuldu. Ama bu vaat çok mu yanıltıcı?
Türkiye’de seçimler yaklaştıkça yabancı yatırımcıların ve bankaların ilgisi artıyor. Son yıllarda AKP’nin politikaları nedeniyle ayrılan yabancı yatırımcılar, seçimden sonra yeni iktidar ve ekonomi üzerinde güçlü bir etkiye sahip olacak. ‘normalleşme ile’ Birlikte dönebilecekleri belirtiliyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim sonrası çalışmalarında ve söyleminde zaten sıkıntıları olan ekonomi söylemini artırmaya devam ediyor. Geçtiğimiz aylarda ekonomideki önemli isimlerin çalışmalarını büyük bir etkinlik düzenleyerek duyuran muhalefet, seçimden sonra galip gelmeleri halinde ekonomideki sorunları nasıl düzeltecekleri konusunu rakamlarla ve verilerle sürekli vurguluyor.
Aralık ayının ilk günlerinde açıklanan Vizyon Belgesi adlı çalışma, ekonomideki sorunlar ve yapılması gerekenler üzerine kuruluydu. Yerli ve yabancı çok sayıda akademisyenin katıldığı çalışmalarda bu uzmanlar da sunumlar yaptı.
Kılıçdaroğlu, iki ay önce yaptığı uluslararası görüşmelerin ardından 5 yıl içinde 300 milyar dolarlık yabancı yatırımın ülkeye geleceğini söyledi.
Türkiye uzmanı İngiliz iktisatçı Ash, Gülsen Solaker ile Türkçe görüşerek, ortodoks para politikasına dönüş halinde ciddi portföy girişleri olacağını söyledi: “Geçmişte 140 milyar dolarla zirveye ulaşıldığını, şimdi ise 20 milyar dolara düştüğünü hesaplarsak; Beş yıl içinde 120 milyar dolara geri dönebileceğini düşünüyorum. Bu da yılda 20 milyar dolarlık bir portföy girişi anlamına geliyor.”
Ash, doğrudan yabancı yatırımda zirvenin 2007’de 28 milyar dolar olduğunu hatırlatarak, “Son birkaç yıldır bu yatırımlar 5-6 milyar civarında. Yılda 20 milyar doları bulan yabancı yatırımların çok rahat geri dönmesinin mümkün olduğunu düşünüyorum.” söz konusu.
Ayrıca Ash, uzun vadeli dış kredilerde 20 milyar dolarlık net bir giriş görmenin mümkün olduğunu söyledi: “Bütün bunları bir araya getirdiğimizde, yılda 50 milyar dolarlık yeni giriş görmenin mümkün olduğunu düşünüyorum.”
Şartlar açık
İngiliz iktisatçıya göre böyle bir durumun oluşabilmesinin şartları ise şöyle: “Ortodoks para politikası, bağımsız merkez bankası, ekonomi ekibinde meritokrasi, hukukun üstünlüğünün geri dönüşü ve ekonomi politikasında bir kontrol ve denge sistemi.”
Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı kendinden emin ve kararlı. Türkiye’nin zengin bir ülke olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Nerede kaynak yok?” O sorar.
Tasarruf yapılır denilirken, 300 milyar dolarlık temiz parayı bu ülkeye getireceğim. Çinli IMF gitmek için yalvarıyor gibi değil. Bize gelebilir miyiz diyecekler. Evet, o yatırımı yaparsa yapabilirsin. İstihdam yaratırsa gel kardeşim’ diyeceklerini belirterek, yatırım yapmayı planladıkları bölgeyi de açıkladı. Kılıçdaroğlu, “Samandağ’dan Mersin’e kadar olan bölgeyi Akdeniz’in en güçlü katma değer üreten bölgesi haline getireceğiz.” söz konusu.
Peki uzmanların yorumlarına bakacak olursak konuyla ilgili yazı yazan yazar Alaattin Aktaş önemli tespitlerde bulundu.
Aktaş, “Kılıçdaroğlu’nun 300 milyar dolar vaadi çok mu hayali? Bir yıl kastediliyorsa, evet; üç ila beş yıla yayılan bir süre ise değil. Türkiye son yirmi yılda 335 milyar dolarlık yatırım çekti. Ama bazı yıllarda rekor girişler oldu, bazı yıllarda tam tersi… 2010-2014 dönemi, beş yılda giriş 169 milyar dolar. 2018-2022 dönemi, beş yılda giriş 9 milyar dolar.
Evet, 2003 yılının başından bu yılın Şubat ayı sonuna kadar geçen yirmi yılı biraz aşkın bir sürede doğrudan yatırım ve portföy yatırımı tutarı 334 milyar 713 milyon dolar. Bu da Türkiye’nin yaklaşık 300 milyar dolarlık döviz çekme potansiyeline sahip olduğu anlamına geliyor.” söylemek.
Umarız ilginizi çekebilecek güzel bir içerik sunabilmişizdir.