B3i, sigortacılık sektörünün son dönemdeki en önemli girişimlerinden biri olmuştur. Blockchain teknolojisinin sigortacılık sektöründeki olası uygulamalarını değerlendirmek ve tüm sektörü kapsayacak ortak çözümler oluşturmak amacıyla 2016 yılında kurulmuştur. DACH bölgesindeki (Almanya-İsviçre-Avusturya için kullanılan Almanca bir terim) maceramız da aşağı yukarı aynı tarihlerde başladı ama B3i benden önce havlu attı. Sigorta ve reasürans şirketlerinin finansal kaynakları ve personelinin sağladığı entelektüel sermaye ile yoluna devam eden B3i, bu önemli teknolojide önce beklentileri tam olarak yönetememe sorunuyla karşılaştı. Bunun üzerine hissedarlar birer birer ortaklıktan çekildiğini açıkladı. Pay sahipleri ile birlikte değerli çalışanlar da akademik araştırmalarına son verdi. 2022 yılının ikinci yarısında zaten finansal bir çıkmaza giren kurum, nihayet faaliyetlerini tamamen durdurduğu bilgisini kamuoyu ile paylaştı. Sigorta sektörünün dönüştürücü gücüne inanan biri olarak, B3i’nin potansiyel kapasiteyi belirlemesi ve blockchain alanında geniş kapsamlı bir dönüşüme neden olması beklenirken bu kadar erken ayrılması beni en çok hayal kırıklığına uğrattı. Tam bu durumun nasıl ortaya çıktığını anlamaya çalışırken bu kez daha kritik bir alandan geri çekilme sesleri gelmeye başladı: İklim Değişikliği! Blockchain teknolojisinin sigorta ve reasürans sektörlerindeki uygulamaları hala gelişmektedir ve bunlar üzerinde daha uzun süre çalışmamızı gerektirecektir. Ancak iklim değişikliği zaten hayatımızın merkezinde ve böyle bir alanda uzlaşmayı durdurmanın maliyeti kesinlikle blockchain çalışmalarını durdurmanın maliyetinden daha yüksek!
2021 yılında Venedik İklim Zirvesi’nde ağırlıklı olarak Birleşmiş Milletler’in girişimiyle sekiz sigorta ve reasürans şirketinin katılımıyla kurulan NZIA (Net Zero Insurance Alliance), 30’dan fazla sigorta ve reasürans şirketine ve toplam brüt gelirin %15’ine sahiptir. yakın zamana kadar dünya çapında premium üretim. Pek çok sigorta ve reasürans şirketi, iklim değişikliğinin portföyleri üzerindeki yıkıcı etkilerinin farkında ve özellikle artan kümülatif riski yönetmek için karbon emisyonlarını doğrudan kontrol altına almak için büyük çalışmalar yapıyor. Örneğin, kömüre dayalı projelere verilen mevcut garantilerin kademeli olarak azaltılması, petrol ve doğalgaz projelerinin sigortasız kalması, kurumsal kimliğini ifade eden şirketlerin faaliyetlerinin ve çalışanlarının karbon ayak izinin azaltılması vb. NZIA’nın sektöre katkısı, uygulamada ortak standartlar geliştirmek ve edinilen bilgileri paylaşarak etkiyi artırmaktır. Münih Re ve Zurich Insurance Group liderliğinde kurulan NZIA, 2030 yılına kadar üyelerinin operasyonlarını ‘karbondan arındırılmış’ (sıfır karbon ayak izi anlamına gelir) ve 2050 yılına kadar sigorta ve reasürans faaliyetlerinde yer alan her paydaşını ana hedef olarak belirlemiştir. .
‘Gitti’ diyorum çünkü NZIA’nın kurucularından reasürans devi Münih Re, ardından iklim değişikliği alanındaki faaliyetleriyle her zaman övünen Zurich Insurance Group ve ardından Alman pazarının bir başka devi Hannover Re. , konsorsiyumdan ayrıldıklarını açıkladı. Ayrılma sebepleri ile 2050 hedefine sadık kalacaklarını belirten açıklamaları birbirine benzese de, özellikle Münih Re’nin belirttiği bir detay dikkat çekiciydi. Mevcut çalışmalarıyla 2050 hedeflerine erken ulaşacaklarını öngören Munich Re, iklim değişikliğiyle tek başlarına mücadeleye devam edeceklerini ve ana motivasyonun önemli bir antitröst riskinin ortaya çıkması olduğunu söyledi.
Blockchain, IoT (nesnelerin interneti) ve makine öğrenimi gibi birçok konuda olduğu gibi iklim değişikliği alanında da ciddi bir patent dalgasıyla karşı karşıyayız. 1800’lerin sonlarında endüstriyel atılım için üretilen buluşların patent yarışını başlattığı ve böylece 20. yüzyılı şekillendirdiği gibi bugün de bir patent dalgasının içindeyiz ve yeni ekonomiyi yönlendiren lokomotif gücü kesinlikle buradaki faaliyetler belirleyecek. . Münih Re’nin bu açıklaması önemli patentlere sahip oldukları izlenimini verse de öncü araştırmalar yaparak sektöre yön veren tek kurum. Bu konuda patentlerinin olmasına şaşırmasam da NZIA kurulduktan sonra amaçlarına ulaştıklarını düşünüyorum. Yakında ürünlerine uyguladığımızda detayları öğreneceğiz. Bu önemli adımla birlikte iklim değişikliği gibi hayati bir konuda alınan patentlerin de kurumların inisiyatifine bırakılmaması gerektiğini düşünüyorum. Tıpkı değerli bilim insanı Dr. Salk gibi bu alanda alınan patentler de geleceğimizi şekillendirecek ve birçok çocuğun hayatta kalmasını sağlayacaktır. Kurumların ne kadar basiretli olabileceğini bekleyip birlikte görelim.
#ZeynepStefan, #ClimateChange, #B3i, #NZIA #DACHRegion, #Dekarbonizasyon, #ClimateCommitment, #CarbonNeutral, #DrSalk, #AIZA.
Umarız ilginizi çekebilecek güzel bir içerik sunabilmişizdir.