AB’nin resmi istatistik kuruluşu Eurosat ve SGK’nın verilerine göre Türkiye işçi ölümlerinin en fazla olduğu ülke konumunda. Dünyada iş kazalarını önlemek için yapılan düzenlemelere ve alınan tedbirlere rağmen iş kazalarının sayısı ve hayatını kaybedenlerin sayısı artıyor. Avrupa Birliği (AB) ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) resmi istatistik ofisi Eurostat’ın verilerine göre Türkiye, iş kazalarında en çok kişinin hayatını kaybettiği ülkeler arasında ilk sırada yer alıyor.
Avrupa’da bir yıl içinde iş kazası sonucu ölen kişinin ölümü bu kategoride değerlendirilmektedir. Türkiye’de İş Sağlığı ve Güvenliği Meclisi’nin (ISIG) raporuna göre 2022 yılında iş kazalarında en az 1843 kişi hayatını kaybederken, İlk üç ayda en az 463 işçi hayatını kaybetti.
Tarım, inşaat, hizmet ve sanayi sektörleri
İSİG’in raporuna göre 2022 yılında iş kazası ölümlerinin yoğunlaştığı üç iş kolu (953 işçi ölümü) bulunmaktadır. İnşaat, tarım ve ulaşıma “güvensiz çalışma” hakimdir. Sendikal örgütlenmenin olmadığı ya da zayıf ve belirli mesleklerde gruplaşmanın olduğu bu iş kollarında uzun çalışma saatleri, yoğun çalışma, güvencesiz çalışma ve her türlü usulsüzlük hakimdir.
İnşaatlarda dış iskele, çatı, asansör boşluğu vb. Yüksekten düşmeler, ölümlerin yarısından fazlasını oluşturuyor, diğer iki önde gelen neden ise ezilme/dalma ve elektrik çarpması.
Öte yandan özellikle mevsimlik tarım işçilerinin çalıştıkları alanlara veya tarlaya giderken uygun olmayan ulaşım araçlarının kullanılması, eski traktörler, işçilerin barınak-dinlenme-temizlik alanlarının yetersiz olması, kene ısırmaları vb. önde gelen ölüm nedenleridir.
İş güvenliğinde yeni düzenlemeye ihtiyaç var
Türkiye iş sağlığı ve güvenliği (İSG) konusunda istenilen düzeyde değil. Uzmanlara göre en önemli konulardan biri olan İSG konusunda yeni düzenlemeler yapılmalı ve farkındalık çalışmaları artırılmalıdır.
İş sağlığı ve güvenliği uzmanı ve TÜGİAD Başkan Yardımcısı Şebnem Akman Balta, “İşyerinde güvenlik ve sağlık her zaman öncelik olmalıdır” dedi. İş hayatı Araştırmalara göre iş kazalarının yüzde 98’i, meslek hastalıklarının yüzde 99’u önlenebiliyorken gerekli önlemler alınmadığı için her yıl iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle birçok kayıp yaşanıyor. iş sağlığı ve güvenliği (İSG) açısından istenilen düzeye getirilmesi için yeni düzenlemeler ve bilinçlendirme çalışmaları yapılmalıdır.
İş güvenliğinde plan hiçbir şeydir, planlama her şeydir.
2001 yılında 28 Nisan, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından “Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü” ilan edildi. Her yıl Mayıs ayında İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası olarak kutlanmaktadır. Bu yıl 4-10 Mayıs tarihleri arasında kutlanıyor.
TÜGİAD Başkan Yardımcısı İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Şebnem Akman, Balta İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası ile ilgili yaptığı açıklamada; “İş sağlığı ve güvenliği haftası bu nedenle ülkemizde meydana gelen maden kazaları, depremler, yangın ve patlamalar ve sel felaketlerini düşündüğümüzde planlamanın ne kadar önemli olduğunu anlayabiliriz. Plan hiçbir şeydir, planlama her şeydir. Bu noktada hayati bir konu olan insana dokunan iş güvenliği konusu hem işveren hem de çalışan açısından daha da önem kazanmaktadır. Bu maden kazalarında ve depremlerde ne yazık ki can kayıplarını yaşadık ve çektik. İşte tam da bu yüzden; İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu No. 2012 yılında çıkarılan 6331 sayılı Kanun, iş kazaları nedeniyle ölüm veya yaralanmaları önlemek için hazırlanmıştır.”
Tüm düzenlemeler uygulanmalı
655 sayılı Kanun’da yer almayan tüm hükümlerin geçerli olduğunu vurgulayan Şebnem Akman Balta 6331 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi uygulanmamalı, şunları söyledi: “Bazı değişiklikler yapılabilir, önce iş güvenliği ekspertizi, işyeri hekimliği ve diğer sağlık personeli kavramları güncellenmeli, doktor bulundurmak yerine dsp’yi arayın, yani , işyerlerinde diğer sağlık profesyonelleri ve gerekirse psikologlar kontrolü ele almalı.Özellikle dikkat çalışmasına ağırlık verilmeli veya destek verme gibi empati becerisini artıran motivasyon çalışmalarına ağırlık verilmeli, vaka değerlendirmeleri planlanmalı ve bu kurslar buna göre hazırlanmalıdır. İSG ile ilgili ulusal politikaların Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından oluşturulmasını ve alınan kararların uygun kararlar olmasını sağlamalıyız.İşyerlerinde teftişler ihbarsız yapılmalı, teklif ve tespit defterleri iş güvenliği uzmanı tarafından verilen online sisteme alınmalı ki bakanlık olumlu-olumsuz tüm defterleri anında görebilsin.
İş kazalarını ve ölümleri azaltmak için yapılması gerekenler!
İş sağlığı ve iş güvenliği uzmanı Tügiad Başkan Yardımcısı Şebnem Akman Balta, iş güvenliği ile ilgili yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:
– Üretim ve hizmet süreçlerinde, iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemek amacıyla,Önce insan, önce sağlık, önce iş güvenliğianlayışı oluşturulmalı, İSG önlem ve uygulamalarına öncelik verilmelidir. Yapılması gereken tüm düzenlemelerde, işyerlerinde İSG’nin sağlanmasında asıl sorumluluğun işverende olduğu unutulmamalıdır.
– Pandemi sonrası yeni dünya düzeni olarak HİBRİT Çalışma modelinin yasal düzenlemelerle çerçevelenmesi gerekiyor. Hem işvereni hem de işçiyi ev kazalarından koruyan sorumluluk noktaları belirlenmelidir. Arattakon bırakılmamalıdır.
– Uygulamada çocuk işçiliği önlenmeli ve çocuk işçiler örgün eğitime yönlendirilmelidir.
– Kadına ve kadın emeğine yönelik tüm olumsuz uygulamalar ortadan kaldırılmalı; Eşit işe eşit ücret uygulanmalı ve istihdamda fırsat eşitliği sağlanmalıdır.
– İSG ile ilgili mevzuat ve uygulamalar, sektör, çalışan sayısı vb. Ayrım gözetmeksizin tüm işyerlerini ve tüm çalışanları kapsamalıdır.
– Sigortasız işçi çalıştırılması engellenmeli, müfettişler sahaya inip kayıt dışı çalıştırmanın önüne geçilmelidir. Patlayıcı boya ve tekstil fabrikalarında daha fazla kontrol önlemi alınmalı. İstifleme makinelerinin kimlikleri düzenli olarak dosyalanmalı ve tüm cihaz ve teknik ekipmanların periyodik kontrolleri 3 veya 6 ay boyunca denetlenmelidir. Tarım sektöründe inşaat sektöründeki çalışma koşulları iyileştirilmelidir.
– İş kazalarının büyük çoğunluğunun küçük ölçekli işyerlerinde meydana geldiği yadsınamaz bir durumdur. Çalışan temsilcilerinin iş güvencesi, sendika temsiliyle aynı düzeye getirilmelidir.
– İşyerlerinde İSG’nin sağlanması bir ekip işidir. Bu ekip doktor, teknisyen, mühendis, personel, sağlık profesyonelleri, diyetisyenler, ergonomistler, psikologlar vb. personel dahil edilmelidir. Mesleki bağımsızlık, yıllık izin, çalışma saatleri, fazla mesai, kişisel gelişim eğitimleri vb. iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve diğer sağlık meslek mensupları olarak görev yapan tüm personelin hususlar yeniden düzenlenmelidir.
– 100’den fazla çalışanı olan tehlikeli ve çok tehlikeli sanayi kuruluşlarında “tam zamanlı” İSG uzmanı çalıştırılması zorunlu hale getirilmelidir. 10 kişiden az çalışanı olan işyerlerinde İSG hizmet bedelinin karşılanabilmesi için SGK prim desteğinin devlet tarafından karşılanması gerekmektedir.
– Mezuniyet sonrası İSG eğitimi üniversiteler tarafından verilmelidir.
– sayılı Kanun ile 6331 sayılı Kanuna göre işverenlerin önlem alma yükümlülüğü İSG uzmanı YÖNERGESİ ile düzenlenmelidir. Özellikle devletin teftiş görevi iş müfettişleri tarafından sahada veya online olarak takip edilmelidir. Kaybedilen canlar devletin beşeri sermayesidir ve yangınlar söndürülür. Sorunları göz ardı etmeden, kartopu büyümeden iş gücü kaybını önlemeliyiz. İş kazaları ve meslek hastalıklarından işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının sorumlu tutularak bunların hükümlerine, gerekliliklerine ve tavsiyelerine uyulmaksızın sertifikalarının askıya alınması haksız bir uygulamadır. İSG UZMANI SANIK DEĞİL, ŞAHİT OLMALIDIR. İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarının mesleki bağımsızlığı ve iş güvenliği korunmalıdır. Bakanlık kamu denetimi yükümlülüklerini yerine getirmelidir.
– Tüm iş kazaları, yangın veya patlamalar, ÇSGB gibi bakanlıklar ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı veya Çevre Bakanlığı kazaların oluşmasındaki ana etkenleri ve kusurları bulmalı ve bunları kamuoyu ile paylaşmalıdır ki bu tür durumların yaşanmaması sağlanmalıdır. yine oldu.
– Tüm çalışanlara hakları ve sorumlulukları ile birlikte iş güvenliği eğitimleri verilmeli ve işin yapılış şeklinin vazgeçilmez kuralları sürekli hatırlatılarak bu eğitimlerin gerçekleştirilmesi sağlanmalıdır.
– Eğitim müfredatına temel eğitimden başlanmalı, değerler eğitimi üzerinde kontrolün gerekliliği küçük yaşlardan itibaren eğitimlerle topluma sorumluluk bilinci aşılanmalıdır.
– SGK tarafından yayınlanan iş kazaları ve meslek hastalıkları istatistikleri gerçekleri yansıtmaktan uzaktır. İşyerlerinde meydana gelen kaza ve meslek hastalıklarına ilişkin bilgiler bir veri tabanında toplanmalı ve bu bilgiler ölçme ve değerlendirme amacıyla kullanılmalıdır.
– Meslek hastalıkları sadece bir tazminat meselesi olarak ele alınmamalı, korunmaya öncelik verilmeli, işyerinde ÖNLEMEK ÜCRET VERMEDEN UCUZDUR algısı ve meslek hastalıklarının tespiti, tedavisi ve tazmininin önündeki tüm yasal ve idari engeller kaldırılmalıdır. . İnsanların değer verdiği güvenli işyeri motivasyonu sağlanmalıdır.
Umarız ilginizi çekebilecek güzel bir içerik sunabilmişizdir.