Türkiye’nin kaderi olan seçimlerinde son 10 gün. AKP liderliğindeki ekonomi bürokrasisi, karar verme pozisyonunda, vitesi seçime kadar tıkalı olan çarkı döndürmek için öngörülemeyen adımlarla ekonominin işleyişine müdahale etmeye devam ediyor.
Öyle ki, ekonomide çarklar dönmüyor, piyasalar çalışmıyor, AKP’ye destek vermeye odaklanmış ekonomi kurumları için ellerinde tutabilecekleri son “iyi” senaryo bu. Beklenmese de, Erdoğan iktidarda kalırsa, yaz gelmeden patlak verecek olan ödemeler dengesi krizi, Erdoğan’ın ekonomiyi yönetme becerisiyle büyüyecek ve Türkiye’yi daha önce hiç yaşamadığı bir hiperenflasyon sarmalına itecektir.
İktidar değişikliği, atılan hızlı ve doğru ilk adımlarla, kuşkusuz Türkiye ekonomisinin toparlanma sürecini sıfırdan başlatacaktır. Başarının kalıcılığı, ekonomide ve hemen her alanda çöken devlet kurumlarının yeni bir anlayışla yeniden canlandırılması, yeni bir üretim ve paylaşım modelinin getirilmesi ölçeğinde gerçekleşecektir.
Başkanlık sistemine geçişle birlikte hızlanan ve Yeni Ekonomi Modeli saplantısıyla kalıcı hale gelen ekonomik sorunların bitmeyen bir döngüye girmesi elbette tesadüf değil.
Bu sarmaldan çıkış, Ekonomideki Millet İttifakı’nın Yıldızlar Takımı tam kadroyla doldurulduktan sonra bile bir gecede olmayacak. Boğulma duygusundan kurtulacak, açlığın çaresi iktidar değişikliği ile başlayacak olsa da, Türk ekonomisine verilen zararın telafisi ne yazık ki yıllar sonra sayılacaktır.
Peki, 14 Mayıs’ta beklenen iktidar değişikliğinin ardından ekonomideki toparlanmayı hızlandırabilecek tesadüfi unsurlar olmayacak mı? Örneğin AKP’nin tükenmiş ekonomi politikalarına hayat öpücüğü veren 2008 Küresel Mali Kriz sonrası bol ve ucuz para gibi bir şans Millet İttifakı döneminde mümkün değil.
Pandemi sonrası başta Fed olmak üzere büyük merkez bankalarının son 40 yıldır ilk kez başını kaldıran ve şiddetli bir şekilde küresel enflasyona verdiği uzun vadeli sıfır faiz, bol ve ucuz döviz dönemini anlattı. yıl, uzun bir süre sona erdi. Bu bize, Mayıs 2023 seçimlerinden sonra iktidara gelmesi beklenen muhalefetin, AKP’nin yarattığı çöküşün, AKP’nin iki kez aldığı büyük destekten mahrum kalması durumunda daha zorlu bir zeminde ortaya çıkması gerektiğini söylüyor. dış konjonktür. 21 yılda ve yıllarca.
Buna rağmen iki önemli gelişme, Türkiye ekonomisi için doğru kadroların doğru işleri yapmasıyla beklenenden daha güçlü bir küresel ekonomik desteğin mümkün olduğunu düşündürüyor.
Biri, Fed’in dün gece itibarıyla faiz artırımlarını tamamlaması. Diğeri ise, yüksek faiz oranlarına tepki olarak küresel ekonomide başlayan yavaşlamanın yanı sıra Çin ekonomisindeki dengesiz toparlanmanın enerji fiyatları üzerinde baskı oluşturacak olmasıdır.
Doğru ekonomi politikaları uygulandığı takdirde, Türkiye ekonomisine sermaye akımlarını destekleyebilecek olan “Fed faiz artırım döngüsü” stresi geride bırakılır.
FED’İN FAİZ YÜKSELTME DÖNGÜSÜNÜN SONU ULUSAL İTTİFAK’IN DIŞ PİYASA DESTEĞİ
Fed politika faizini neredeyse bir yıl içinde sıfırdan %5,25’e çıkardı. Buna rağmen pandemi döneminde verilen parasal desteğin ertelenmiş taleple birleşmesi sonucu ortaya çıkan enflasyonla mücadelede %2 hedefine ulaşmak için daha çok yolu var. Ayrıca, bilançosunu salgın öncesi seviyelere getirme hedefi, küresel piyasalarda döviz likiditesini daraltıcı bir etkiye sahiptir.
Buna rağmen Mayıs ayı sonunda Millet İttifakı’nın göreve başlayacağı, Fed’in artık faiz artırmayacağı dönemin çok başında olmak büyük avantaj. ABD ekonomisinin ileriye dönük konuşmaları, faiz oranlarındaki hızlı ve erken yükselişin ardından bu çok yüksek politika faizine büyüme ve enflasyonun nasıl tepki vereceği değil. Daha çok belirli bir yönde ne kadar hızlı hareket edeceği ile ilgili.
Büyümedeki yavaşlama Fed’in beklediği gibi sıfır büyüme çizgisinde mi kalacak yoksa piyasaların korktuğu gibi resesyona mı başlayacak? Manşet ABD enflasyonunda düşüş devam ederken çekirdek enflasyondaki gerileme nasıl olacak? Buna bağlı olarak Fed’in %5,25 ile zirve yaptığı yerden kademeli faiz indirimleri piyasaların beklediği gibi 2023’ün sonunda mı başlayacak yoksa 2024 ortalarına kadar mı devam edecek?
Doğru ekonomi politikaları uygulandığı takdirde, Türkiye ekonomisine sermaye akımlarını destekleyebilecek olan “Fed faiz artırım döngüsü” stresi geride bırakılır. İşler yolunda giderse, Fed’in faiz indirimi sinyali vermesi ve ardından indirimlerin başlaması, yabancı yatırımcıların Türkiye gibi büyük bir ekonomide “değişim” gerçeğini satın alacaklarının garantisidir. Yabancı sermayenin ülkeye yeniden girişi, cari açığın finansman kalitesinin artması nedeniyle ödemeler dengesi krizini sona erdireceği gibi, enflasyonla mücadelede de önemli bir kaldıraç olacaktır. TL’de yaratacağı istikrar.
TL’nin dolar karşısındaki değeri ise bugün göklerde uçuşan 25-35 seviyeleri büyük ihtimalle 2023 sonunda yabancı kuruluşların raporlarında yer almayacak.
Sonuç olarak, petrol fiyatları 70 doların altına düştü. OPEC’in beklenmedik üretim kesintileri şimdilik bu düşüşün hızını yavaşlatıyor. Ülkenin ithal etmek zorunda olduğu enerji fiyatlarının düşme eğiliminde olması büyük bir avantaj.
ENERJİ FİYATLARI OLUMLU DÖNGÜDE Türkiye İçin
Pandemiden toparlanma sürecinde Ukrayna’nın işgalinin küresel ekonomik büyümenin zirvesine gelmesi, küresel enerji fiyatları üzerinde beklenmedik bir şok oldu. Bu durum enflasyonda beklenen zirveyi yükseltirken, büyük merkez bankalarının enflasyonla mücadele kapsamında devreye aldıkları faiz artırım döngülerini daha yüksek seviyelere taşıdı.
Pandemiden çıkışa denk geldiği söylenebilecek Çin ekonomisinin yeniden açılması da enerji fiyatlarına ayrı bir destek sağladı.
Bu şok aynı zamanda, yeşil dönüşümü destekleyen küresel ısınma nedeniyle yeni petrol kaynaklarına yapılan yatırımların azaldığı bir zamanda geldi; enerji fiyatı şokunun şiddetini ve süresini artırdı.
Mayıs 2023 seçiminin bu döngünün tersine döndüğü bir döneme denk geldiğini gözlemliyoruz.
Fed faiz artışlarının küresel ekonomide yarattığı ve yaratacağı yavaşlama, petrol talebi ve fiyatlarının zirveden dönüşünü destekledi. Enflasyonda somut bir düşüş yaşanmadan Fed’in faiz tarafında geri adım atmayacağı beklentisi, küresel ekonomik büyüme açısından uzun bir yavaşlama döneminin başladığına işaret ediyor.
Çin ekonomisinin dışa açılmasıyla desteklenen yüksek enerji fiyatları kalıcı olmadı. Dış talebin zayıflaması nedeniyle Çin imalat sanayi küçülmeye başladı. Hizmetler ve turizm sektörünün yanı sıra Çin’in ekonomik büyümesinin en az bir yıl daha %5 olan hedef seviyenin altında kalması bekleniyor. Sonuç olarak, petrol fiyatları 70 doların altına düştü. OPEC’in beklenmedik üretim kesintileri şimdilik bu düşüşün hızını yavaşlatıyor.
Yüksek cari açık veren ve AKP döneminde döviz finansmanı yaygınlaşan Türkiye için enerji fiyatlarının ithalata yönelmesi büyük bir avantaj. Doğru ekonomi politikasının cari açığın kapanmasını desteklerken seçimden sonra devreye girecek olması, daralan cari açığın finansman tarafının sorun haline gelmesini de engelleyecektir.
Seçimden sonra Millet İttifakı’nın elinde patlayacak AKP yapımı ekonomik girdaptan çıktığımızda hissedeceğimiz sürtüşme etkisini hafifleten iki önemli faktör Fed’in faiz döngüsü ve enerji fiyatlarında beklenen seyir. AKP’nin yarattığı ekonomik çöküşü tamamen atlatmak yıllar alacak olsa da bu dönemi daha az hasarla atlatmak için iki önemli kaldıraç.
Artık seçmenlerin değişim tercihlerini 14 Mayıs’ta sandığa yansıtmaları gerekiyor. Bundan sonra yapılacak çok iş ve nasıl yapılacağı var ve bir yol haritamız var.
Siyasi Yol
Umarız ilginizi çekebilecek güzel bir içerik sunabilmişizdir.