Son dönemin en tartışmalı kurumlarından biri olan TÜİK, yaptığı açıklamayla kendini savundu. yaptığı açıklamada, verilerinin güvende olduğunu ve uluslararası yöntemlere atıfta bulunarak AB normlarına uygun bir çalışma yürüttüklerini söyledi.
Bir yere gitmek için arabanıza bindiğinizi hayal edin. Ama ters yöne gidiyorsun. Yolda olmak ve trafik kurallarına uymak yolculuğunuzu anlamlı ve geçerli kılıyor mu?
TÜİK’in durumu da aynı. Bilimsel yöntemler ve istatistiksel normlara uygunluk kullanılarak farklı ve istenilen sonuçlara ulaşmak mümkün müdür? Aynı sepetten aynı uluslararası normları kullanarak sonuç bulan ENAG ile arasındaki fark bunun mümkün olduğunu gösteriyor.
Aynı sepet bir tarafta yüzde 43 ve diğer tarafta yüzde 105 verirse, savunmanız yüzde 105’in gerçekçi olmadığını kanıtlamalıdır. Yüzde 43 bulunduğunda istatistiksel normlara uygun hareket etmek, sokağın gerçekliği ile örtüşmüyorsa bu sorunu ortadan kaldırmıyor.
Ayrıca veri biliminin altın değerinde olduğu bir çağda yaşadığınızda, açtığınız davalar ‘yanlış veriler ifşa ediliyor’ diye değil, ‘bilgileri benden başka kimse ifşa etmesin’ diye oybirliğiyle reddedildi. .
Bu nedenle TÜİK, bu verinin ciddiyetini bir takım normlarla yıkamaya çalışmak yerine, sepetini halkın gerçek tüketim ürünlerinin ağırlığı ile doğru yöntemlerle doğru ürünlerle birleştirerek yapmaya çalışmalıdır.
Kurumda değişen personel ve yönetici sayısı sepetteki değişen ürün sayısını geçti. Birincisi, bu insanlar neden işten atılıyor? Gerekçesiz sistematik iş değişiklikleri de TÜİK’e anormal gelmiyor mu?
Günümüz ekonomisinde firmalar bile personel değişimindeki hızın azlığı ile güvenilirlik aramaktadır, sizce de resmi bir kurumda başkan yardımcılığının sürekli sirkülasyonu öncelikle açıklanması gereken bir konu değil mi?
“Enflasyonu ölçüyoruz; Geçimini sağlayan gelir oranlarının, açıkladıkları enflasyonla arttığı gerçeğini göz ardı ederek, bu tür insanların ruh halleriyle dalga geçmek ne bir kamu kurumuna ne de devletin ciddiyetine yakışmaz.
‘Ben sana vali olamazsın demedim’ meselini burada anlatarak konuyu farklı boyutlara taşımak istemiyorum. TÜİK’in bu içe kapanık tavrı, muhalefetin söze kapıları kapatan yaklaşımı, hesap vermek yerine farklı sonuç açıklayanların sonuçlarını değil, sonuçların açıklanmasını gündeme getiren yaklaşımın gündeme gelmemesi. ikna edici görünüyor.
TÜİK, Türkiye ve ülke ekonomisi için son derece önemli bir kurumdur. Özellikle veri çağında, belki de ülkedeki en kritik kurumlardan biridir. Ama açıklanan veriler sokakla örtüşmüyorsa teknik açıklamalar ve savunmalar yerine önce dönüp kendine bakmalı.
Umarız ilginizi çekebilecek güzel bir içerik sunabilmişizdir.