14 Mayıs seçimlerinden sonra çok garip bir durum ortaya çıktı. Parlamenter sistem algısıyla birlikte herkes seçimin bittiği gibi hava atmaya başladı. Parlamenter sistemden yana bir gazeteci olmama rağmen, mevcut sistemde ülke yönetimini Cumhurbaşkanı yürütüyor.
Seçimin bitmediği ve ikinci tura kaldığı YSK tarafından da resmen açıklandı. Yani Türk Milleti henüz kimseye kendini yönetme hakkını vermemiştir. 28 Mayıs’ta mevcut hükümet veya muhalefet, kim kazanırsa kazansın o ülkeyi belli bir süre yönetecek.
Ama bugün seçim bitmiş gibi davranmak hem büyük bir yanılgı hem de milli iradeye saygısızlıktır. Zaten ekonomik belirsizliği artıran bu 15 günlük süreci daha da kaosa dönüştürmemek için seçimlerin bitmediğini konuşmak gerekiyor.
Zor bir süreç olacak; çünkü mevcut hükümetin ekonomi politikasının iflas ettiği açık. ‘Sonuçlar öyle demiyor’ diyeceksiniz. Seçimi kimin kazandığıyla ilgilenmiyorum, ekonominin ne dediğiyle ilgileniyorum.
Bundan sonra da aynı anlayışın devam etmesi, bir bankacılık ürününün program olarak sunulması ve verilerin manipülasyonu ile ekonomik açmazlarımız çıkmaza doğru ilerliyor.
Bu ekonomik gerçeklik kaç oy alındığıyla ilgili değil. Geçimini sağlayamayan insanların oy kullanmakla alakası yok. Bu bir gerçek. Riskler, mali sorunlar ve planlı bir ekonomik geçiş ihtiyacı değişmedi.
Bir ekonomi muhabiri olarak, bu anlayışla gitmenin tek yolunun, mevcut hükümet devam etse de hükümet değişse de riski artırmak ve daha hızlı duvara toslamak olduğunu görüyorum.
Döviz hedge etmenin birikmiş risklerini, para bulmanın zorluğunu ve farklı şeyler yapmadan farklı sonuçlar beklemenin beyhudeliğini görüyorum. Bu nedenle artık bu işi bir derbi olarak okumayı bırakıp, hızla milli güvenlik sorunu haline gelen ekonominin gerçeklerinden bahsetmek gerekiyor.
Kimin kazandığına, kimin ne yaptığına ve kimin ne yaptığına göre değil, sadece sonuçların ortaya çıkabileceği bir fotoğrafa kimse bana ‘bizim oyumuz var’ demesin. Hangi kesim kazanırsa kazansın ekonomi ile ilgili çok önemli ve kalıcı adımlar atması gerekiyor.
Aksi halde dünya ekonomisinin de sıkıştığı, ihracat pazarlarının daraldığı, vatandaşların ve şirketlerin borca battığı, bütçenin açık seviyesinde patladığı ve 250 milyar doları bulmanın resmiyet kazandığı şartlara uyandığımızda, karşımıza 250 milyar doları bulmanın resmiyet kazandığı bir durum çıkar. birçok ağır masa.
Son bir uyarı, önümüzdeki 15 günlük seçim süreciyle ilgili. Şimdiden iki aday kaldı. Daha fazla seçim yapmayı bırak. Çünkü bütçe bunu karşılayamayacak kadar boşluklarla dolu. Faturayı artırmayın.
Umarız ilginizi çekebilecek güzel bir içerik sunabilmişizdir.