Merkez Bankası (TCMB) eski Başekonomisti ve Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Hakan Kara, KKM’de Temmuz’dan sonra her hafta 8-10 milyar dolar getiri olacağını vurguladı.
Hakan Kara’nın sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlar şöyle;
– Geleceğe dönüp baktığımızda şaşırmamak için Ponzi (piramit şeması) kavramını anlamakta fayda var. Charles Ponzi 1920’de keşfettiği sistemle binlerce yatırımcıyı posta pullarından kazanç sağladığına ikna etti ama arkasında değer üretimi olmadığı için sistem çöktü.
– Ponzi sisteminde başta herkes mutludur ama zamanla piramit düzeninin sürdürülemeyeceği anlaşılınca daha büyük riskler alınır ve büyük tavizler verilir; Hasar büyür ve sonunda sistem çöker. İçinde kalan yatırımcı çok zarar görür.
– KKM’miz de tarihe ponzi olarak geçmeye aday. Devlet önce kendi parasının faizini belirleyip itibarsızlaştırıyor, sonra vatandaşa TL’yi tutmak istemiyorsanız ben risk alıyorum yani kur koruması sunuyorum diyor.
“Bankalar Ciddi Kârlar Yazdı”
– KKM bir ponzi gibidir çünkü hiçbir değeri olmasa da herkes başta geçici olarak mutlu hisseder. Mesela KKM ilk çıktığında Banks mutluydu. Kur kanaması durdu, finansman maliyetleri düştü. Bankalar ciddi karlar elde etti.
– Merkez Bankası şanslıydı, bankalardan döviz çevrimi KKM’yi satın alarak döviz pozisyonundaki bozulmayı sınırlayabildi ve döviz kurunu koruyabildi. Hazine de şanslıydı, fazla faiz ödemeden borç para alabiliyordu.
– Mevduat sahipleri de mutluydu. Mevduatlarına yalnızca kur koruması sağlamakla kalmadılar, aynı zamanda zaman zaman dolar cinsinden iyi faizler aldılar.
– Ancak her ponzide olduğu gibi bu sistem de zamanla bloke olma belirtileri gösterdi.
– Bir süre sonra kurdaki artışın KKM’nin halka olan maliyetini artıracağı anlaşılınca kuru kuru tutmak için TCMB rezervleri harcanmaya başlandı. Halk artık o kadar mutlu değildi. Çarkı döndürmek için bankaların hazine bonosu tutması gerekiyordu.
– Sonraki aşamada, sistemin ömrünü uzatmak için KKM çıkarları serbest bırakıldı, pahalı yapılandırılmış ürünlere izin verildi. Ancak, bankaların döviz varlıklarının (borsa) bir kısmının TCMB tarafından satın alınması nedeniyle bankaların likit varlıkları azalmıştır.
– Ayrıca KKM’nin idamesi için konulan ipotek zorunluluğu nedeniyle bankalar TL mevduatlarını artırmak zorunda kaldı. Kısacası KKM’nin bankalara maliyeti giderek artmaya başladı. Herkes daha mutlu değildi.
“Çıta her seferinde yükseltildi”
– Bir sonraki aşamada, bankaların ponziyi sürdürebilmesi için çubuklar güçlendirilir. Tahvil tutma zorunluluğu sıkılaştırıldı, çıta her seferinde yükseltildi. KKM saadetini sürdürmek için atılan finans mühendisliği adımları “makroihtiyati” ve “liralaşma” olarak sunuldu.
– Bu aşamada KKM’deki mevduat 120 milyar dolara yükseldi. Temmuzdan sonra her hafta 8-10 milyar dolar ciro olacak. Büyük bir döviz talebi potansiyeli…
– Özetle KKM, patlamaması için her seferinde daha büyük tavizler gerektiren bir bombaya dönüştü. Üstelik sürekli olarak büyüyor ve bu da potansiyel yıkımını artırıyor. Bir nevi ponzidir, fark devlet başından beri bu yükü üstlenmeyi taahhüt etmiştir ama ne kadar süre üstleneceği bilinmez.
– KKM, saadet zincirinin sonuna yaklaşıyor. Bu saatli bombanın önce büyümesi durdurulmalı, ardından kontrollü bir şekilde etkisiz hale getirilmelidir. Bu yapı üzerinde ısrar etmenin sonu iyi olmayacak. Bizden uyarı…
dünya.com
Umarız ilginizi çekebilecek güzel bir içerik sunabilmişizdir.