Fatih Özatay: Beka sorunu – Paraanaliz – 2022

‘Beka’ kelimesi çok sık kullanılır. Ağırlıklı olarak siyasette. Arapça kökenli bir kelime olan bekan’ın Türk Dil Kurumu’na göre Türkçe karşılığı ‘kalıcılık, ölümsüzlük’tür. Türkçe karşılığına bakılırsa “Türkiye’nin beka sorunu” yerine “Türkiye’nin kalıcı sorunu” demek oldukça ürkütücü. En iyisi yazıya ‘kalıcılık’ kelimesini kullanarak devam etmem.

Bir ülke ekonomisinin yabancı finansal kuruluşların risk iştahına karşı artan hassasiyeti, önemli bir beka sorunudur. Çünkü o ülkeye yönelik risk algısı arttıkça ve aynı gruptaki ülkelerin risk algısının çok üzerine çıktıkça o ülkeye yönelik risk iştahı azalmaktadır. Bir ülke için ‘azalan risk iştahı’, yabancı yatırımcıların o ülkeye borç verme konusunda isteksiz olduğu anlamına gelir. Risk alma iştahının keskin bir şekilde azaldığı dönemlerde, bırakın kredileri, verdikleri kredileri geri alma ve o ülkeyi terk etme yarışına girerler. Kısacası böyle bir ülkeye döviz girişi normal şartlarda alınan dövizin çok altında olmakta ve zamanında gelen döviz dışarı çıkmaktadır. Yani döviz arzı azalırken döviz talebi artıyor. Döviz atlar. Döviz borcu ne kadar yüksekse bilançolara o kadar zarar verir. Özellikle döviz borcu olanların döviz varlıkları oldukça düşükse sorun daha da büyümektedir. Şirketler zor durumda. İşten çıkarmalar başlıyor. Mal ve hizmetlerin hem talebi hem de arzı düşer. Ekonomi küçülüyor. Sıçrayan para birimi de enflasyonu artırır. Yoksulluk artıyor.

Peki bir ülke ekonomisi yabancı finans kuruluşlarının risk alma iştahına nasıl giderek daha duyarlı hale gelir? Bu farklı biçimler alabilir; Aklıma gelen tüm olasılıkları düşünmek yerine bu soruyu Türkiye için cevaplamaya çalışayım. Türkiye’nin temel sorunlarından biri de büyüme hızı arttıkça cari açığın artması. Cari fazla verdiğimiz yıllar hep kriz yıllarıdır. Bazı kriz yıllarında cari fazla vermesek de cari açık patlayarak düşüyor. Cari açık, döviz gideri ile döviz geliri arasındaki fark olduğu için biz bunu yurt dışından döviz ödünç alarak finanse ediyoruz. İşte burada yabancıların yani bize dövizle borç verenlerin risk iştahı devreye giriyor. Bu iştah azalıyor, daha az dış finansman var. Risk iştahı küresel bir olgu olabileceği gibi bir ülkeye özgü de olabilir. Global ile yapacak pek bir şey yok. Ancak ekonomisi düzgün olan bir ülkeye yönelik risk iştahının kaybolmasını önlemek mümkündür.

Buraya kadar sadece Türkiye’nin yabancı finans kuruluşlarının risk iştahındaki düşüşe duyarlı olmasının ana nedenini ele aldım. Ancak sorduğum soru “daha duyarlı olmayı” da içeriyor. Duyarlılık artışının o ülke riskindeki artışa paralel olarak ortaya çıkan bir olgu olduğu açıktır. Örneğin kredi hacmini yükseltirseniz ithalatı ve döviz ihtiyacını artırırsınız. Ya da reel sektörü dövizle borçlanmaya teşvik ederseniz riskiniz yine artıyor. Veya ‘garip’ bir para politikanız olsa ve döviz (ve altın) talebini artırsanız bile, ekonominiz giderek daha kırılgan hale gelir. Elbette maliye politikasını da bozabilirsiniz. Bütçe açığını kademeli olarak artırabilir ve daha fazla dövizle finanse edebilirsiniz. Böyle bir ülkede döviz cinsinden borç artacağı ve risk artacağı için yabancıların risk iştahına olan duyarlılığı giderek artıyor.

Kısacası, ekonominizin artan kırılganlığı bir beka sorununa dönüşüyor. 2018-19 krizini hatırlayın. Küresel kriz sonrası dönemde şirketlerimizin döviz cinsinden yükümlülükleri ile döviz cinsinden varlıkları arasındaki fark açılmıştır. Bunun sonucunda bilançoları kur artışlarına karşı oldukça duyarlı hale geldi. Aynı dönemde yurt içi kredi hacminde de patlama yaşandı. Bu olgular özellikle inşaat ve enerji sektörlerinde daha çok gözlemlenmiştir. 2017 yılının sonlarına doğru Suriye meselesi ve 2018 baharında ekonomi ve cumhurbaşkanının para politikasındaki üst düzey bakanlarının açıklamaları ve ayrıca Londra’da yapılan açıklamalar piyasalardaki gerilimi artırdı. Asıl darbe, Trump’ın Temmuz ve Ağustos 2018’de ‘Türkiye ekonomisini mahvetmekle’ tehdit ettiği tweet’lerinden geldi. O tweetlerdeki üstü kapalı tehdit, ABD’nin Türkiye’nin dış borçlarını kesebileceği tehdidiydi. Aşağıdakiler bilinmektedir; kur ve risk priminde keskin sıçrama, ekonomik daralma ve istihdamda büyük düşüş.

Tam makale Burada.

Umarız ilginizi çekebilecek güzel bir içerik sunabilmişizdir.

Yorum yapın

SPONSORLAR
index 7663
index 5743
index 7283
index 5735
index 3644
index 3917
index 6484
index 3861
index 7415
index 1312
index 6399
index 1787
index 2106
index 3765
index 5889
index 2607
index 8621
index 7073
index 8390
index 6895
index 2026
index 5729
index 6434
index 9861
index 3499
index 3516
index 5734
index 8202
index 1801
index 5152
index 6329
index 8218
index 7541
index 1681
index 8175
index 7554
index 7030
index 9462
index 1398
index 8977
index 4925
index 7359
index 7197
index 3782
index 9165
index 2068
index 9352
index 6968
index 9287
index 7824
index 7289
index 3742
index 1688
index 9572
index 8853
index 5119
index 2566
index 3859
index 1902
index 7347
index 5586
index 1613
index 4967
index 4972
index 6428
index 9729
index 5215
index 9486
index 6345
index 9785
index 5052